“Cinlerin kafiri ve müslümanı var mı?” şeklinde bir soru sormadan önce insanlık ve toplum olarak artık şu “kafir” kelimesini lügatımızdan atmamızda fayda olacağı bir gerçektir. Kafir kelimesi, müslüman olmayan kimselere çok eski dönemlerde yaşamış aşırı dinci ve bağnaz kimselerin taktığı bir lakap, isimdir.
Bir kimsenin müslüman olmaması, başka bir dine mensup olması ya da başka bir inanca sahip olması, onları kötü bir isimle adlandırmaya sebebiyet vermemelidir. Bir kimsenin Allah’a duyduğu inanç, hangi dine mensup olursa olsun, kişinin kendi özgürlük hakkıdır ve bu hakka hiç kimsenin karışmaya haddi olmamalıdır. Kölelik ne kadar çağ dışı ve banal ise, kafir kelimesi de aynı boyutta çağ dışı ve gereksiz bir kelimedir.
Gelelim cinlerin kafiri ve müslümanı var mı konusuna… Elbette cinlerin içinde de, müslüman olan veya olmayanları vardır. Bu bir gerçektir çünkü, cinler de belirli bir topluma, geleneğe, belirli bir yaşayışa ve inanca sahiptirler. Bu inancın nereden ve nasıl gelmesinden ziyade, nereye gittiği göz önüne alındığında, tıpkı insanoğlu için kafir denmeyeceği gibi, bu yakıştırmanın cinlere de yapılmamasının yerinde olması gereklidir. Tıpkı insanların olduğu gibi, cinlerinde belirli bir sınıfları, toplumları, aileleri, sosyal çevreleri, işleri, uğraşları ve amaçları vardır.
Tüm Cinler Kötü mü?
Tüm cinler insanlara kötülük yapmak için yaşamazlar. Böyle bir inanış içindeysek öncelikle bunu değiştirmemiz gereklidir. Cinler insanlar ile iletişime geçtiği bir sınıfı vardır ve sadece bu sınıftan olan cinler belirli bir etki dahilinde insanlara rahatsızlık verirler. Tüm bunlarda insanlar ile aralarında olan bir anlaşma ile sınırlandırılır ve çerçeve içine alınır. Bu varlıkların da kendilerine ait bir hayatları, yaşayışları ve idealleri vardır. Bu açıdan baktığımızda, cinlerin amaçlarının safi kötülük olduğu düşünülerek, kafir damgası atılması çok yanlış bir tutum olacaktır.
Cinlerin inançlarını sorgulamak insanoğluna düşen bir görev değildir. Tıpkı diğer yaratılmışlar gibi cinlerinde yaratıcı ile aralarında bir ilişki vardır ve bunu sorgulamak, irdelemek insanoğlu için bir hesaplama aracı olmamalıdır. Elbette cinlerin içinde inananı ve inanmayanı da vardır; tıpkı insanoğlu içinde olduğu gibi. İnsanların özgür iradelerine ve düşünce serbestliğine karışamayacağımız gibi, yaratılan diğer varlıkların da hangi inanca sahip oldukları bizi bağlayan bir durum değildir.